10 Ocak 2014 Cuma

KONTRASTLI TOMOGRAFİ

Kontrastlı (ilaçlı) BT incelemesi nedir?

Kontrast maddenin (ilacın) damar yoluyla uygulandığı BT incelemesidir. Kontrast maddenin kullanılıp kullanılmayacağı kararı çoğu kez inceleme sırasında radyolog doktorlar tarafından verilir. Bazen klinisyen doktorlar direk kontrastlı BT incelemesi isteyebilirler. Bazı BT incelemelerinde kontrast madde uygulanması zorunludur.

Kontraslıt BT incelemesi neden yapılır?

Kontrastsız incelemede görüntülenemeyen birtakım lezyonları görünür hale getirmek ayrıca yine kontrastsız incelemede görülen lezyonların ayırıcı tanısını yapabilmek için kontrast maddeler BT incelemesinde kullanılır.

Enjekte edilen kontrast maddenin yan etkileri:

Anaflaktoid reaksiyonlar: Mide bulantısı, kusma, ağrı ve genel ısınma hissi en sık kaydedilen reaksiyonlardandır. Öksürme, kaşıntı, hapşırma ve ürtiker de görülen reaksiyonlar arasındadır.
Tüm Vücut: Üşüme veya terleme, fenalık hissi reaksiyonlarının görülme ihtimali vardır ancak sık olarak rastlanmaz.
Solunum: Solunum hızında geçiçi düzensizlik, dipne, solunum güçlüğü ve öksürük sıktır. Solum arressti ve pulmoner ödem seyrek karşılaşılan reaksiyonlardandır.
Kardivasküler: Kalp hızı ve kan basıncı değişimleri, kardiak ritim ve fonksiyon bozuklukları ve kardiak arrest reaksiyonları seyrek olarak görülür.
Deri: Nadir olarak ürtiker ve kaşıntı gözlemlenmiştir.
Radyolojik görüntülüme yöntemlerinde prensip üç boyutlu cismin iki boyutlu görüntüsünün elde edilmesi temeline dayanır. BT görüntüleme yönteminde yoğunluğu yüksek lezyonlar veya dokular, yoğunluğu düşük olanları gözlemektedir. Tomografi istenilen derinlikteki anatomik yapıların veya lezyonların selektif olara
k görülmesini sağlayan tekniktir. Görüntülüme tekniğinin esası tüp ve film tutucusunun çekim esnasında zıt yönlere hareket etmesiyle kesit radyografisi elde edilmesidir.
Konvansiyonel radyolojik yöntemler lezyonların gerçek sınırlarının, yumuşak doku ilişkilerini göstermede yanılgılara sebep olabilmektedir.
Özellikle baş-boyun bölgesindeki lezyonların komşu anatomik yapılarla olan ilişkileri ve sınırları çeşitli superpozisyonlar nedeniyle doğru olarak belirlenemeyebilir.













1972 yılında İngiliz fizikçi Dr. G. N. Hounsfield tarafından gerçekleştirilmiştir. Bu teknikle dar kolimasyonlu, hareketli x-ışını demeti kullanarak başın çeşitli düzlemlerde görüntüleri elde edilmiştir (sagital, koronal ve aksiyal düzlem görüntüleri). Bunamultiplanar görüntüleme denir. Multiplanar bilgisayarlı tomografiler teşhis için çok önemli bilgi verseler de iki boyutlu olmaları nedeniyle bazen klinisyenin değerlendirmekte güçlük çekmesine neden olabilir. Bu nedenle üç boyutlu görüntü oluşturmaya yönelik bir ihtiyaç doğmuş ve bilgisayar programları geliştirilmiştir (Bone beam CT). Üç boyutlu görüntüler kendi eksenleri etrafında döndürülebilirler. Bunun yanında görüntüdeki eksternal yüzeyleri kaldırarak daha derin anatomik oluşumların gözlenmesine de olanak verirler.

BT’ nin diş hekimliğinde kullanım bulduğu alanlar:

  • TME anatomi ve patolojilerinin saptanması,
  • Maksillofasiyal travmaların, konjenital ve travmatik deformitelerin değerlendirilmesi,
  • Çenelerde yayılma ve infiltre olma özelliği gösteren kist ve tümörlerin tanısı,
  • Preoperatif olarak lezyonların sınırlarının belirlenmesi,
  • kemik içi implant uygulamaları öncesinde mevcut kemiğe ait ölçümlerdir.
İki boyutlu görüntü veren bilgisayarlı tomografi ile üç boyutlu görüntü veren bilgisayarlı tomografi mandibuler kondil kırıkları ile ilgili hemen hemen aynı bilgileri sağlamasına rağmen üç boyutlu bilgisayarlı tomografi ayrılmış kemik fraktürlerini daha iyi görüntüleyebilmektedir. Bu görüntüler cerrahi planlama ve tedavinin değerlendirilmesi açısından çok önemli bilgiler vermektedir. Ayrıca dental programlı BT’ de aksiyal, paraaksiyal ve cross-sectional görüntülerde elde edilebilmektedir.
BT’ nin en önemli avantajlarından biri de lezyonların yoğunluk -1000 ile +1000 arasında değerlendirilmektedir. Sıfıra yakın eksiler (-10, -20) yağ dokuları, sıfıra yakın artılar (+10, +30) sıvı yapıları, +300, +350 kalsifiye yapıları göstermektedir. +1000 ile en yoğun yapı olan kemik yapısı belirlenmektedir.

En önemli dezavantajları ise;

  • Pahalı oluşu,
  • Metalik yabancı cisimlerin artefakt oluşturması (KBCT’ de söz konusu değil)
  • Doku spesifitesini tayin etmedeki yetersizliği
  • Solid bir kitlenin benin veya malin olup olmadığının ayırımının yapılamaması.
Farklı patolojideki benign lezyonları BT ile ayırt etmek imkansızdır. Bu nedenle bir abse, malgin tümör veya hematomla aynı görünümde izlenebilir.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder